1915 Sürecinde Pontos’ta Ermeni Kadın Olmak

Osmanlı fethinden sonra Pontos radikal bir değişime uğradı. Türk göçebelerini bölgeye yerleştiremeyen saray, Batum’dan Sürmene’ye, Rize ve Of’a kadar, kıyı bölgelerindeki Ortodoks halklarına yönelik zoraki bir İslamlaştırma politikası uygulamaya koyuldu. Zorla İslamlaştırma, diğer Hıristiyan halklar gibi Ermenilerin nüfuslarında kan kaybına en büyük etmenlerden biridir. 1915 sürecinde Pontos’ta Ermeni kadından söz etmek…

Yıkıntılar Arasında: Zabel Yesayan’nın 1909 Kilikya Katliamı Tanıklığı

1909 yılının Nisan ayında iki aşamada gerçekleşerek 30 bine yakın Ermeni’nin katledildiği[1] ancak sonrasında 24 Nisan 1915’in gölgesinde kalan 1915 Soykırımının provası niteliğindeki Kilikya Katliamlarının[2] tanığı olan, bu coğrafyanın cesaretli ve güçlü kadını Zabel Yesayan’ın[3], Marc Nichanian tarafından felaketin karşısına dikilen bir birinci şahıs anlatısı olarak nitelenen Yıkıntılar Arasında[4] adlı…

Pontus Soykırımından Safhalar

Theodora İoannidu, vatan borcunu ödemek olarak adlandırdığı, “Acının Karşı Kıyısı” çalışmasında, ailesi ve yakınlarının yaşadıklarının özelinde Pontus Rumlarının karşı karşıya kaldığı kelimelerin ifadede yetersiz kalacağı acılı bir süreci; Pontus Soykırımını çeşitli safhalarıyla gözler önüne serer. Çalışma geçen yüzyılın başındaki coğrafyadaki ikinci soykırımın, mübadele adı altında tarihsel topraklarından kazınmanın, hayatta kalmak…

Azınlıklar ve vicdani red

Zorunlu askerlik ve kitlesel ordu, görece yeni bir tarihsel olgu olup ulus-devlet yaratma sürecinin bir diğer yüzüdür. “İlk olarak Avrupa’da ortaya çıkan ulus-devletlerin, yurttaş yaratma sürecinde orduyu önemli bir araç olarak kullanmalarıyla başlayan bu olgu, çok geçmeden, 18. yüzyılın sonlarından itibaren Türkiye’nin de gündemine girmiş ve bu coğrafyada her erkeğin…

Albay Rawlinson ve Soykırım Tanıklığı

Osmanlı’nın silahsızlandırılması için görevlendirilen Albay Alfred Rawlinson’un, Türkiye’nin kara kutusu olduğu söylenebilir. Rawlinson herhangi biri değildir; General Sir Henry Rawlinson’un kardeşidir ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş senedi olan Lozan Antlaşmasının mimarlarından İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’un yeğeniyle evlidir. Kazım Karabekir’in, Mustafa Kemal’e 29.12.1335 (1919) tarihinde Erzurum’dan Ankara 20. Kolordu Kumandanlığı aracılığıyla…

İSTANBUL DOĞUMLU RUMLARIN KOVULMASI – 1964

İstanbul’daki Rumlar ve Batı Trakya’daki Müslümanlar 1923’te imzalanan Lozan Antlaşmasına göre mecburi mübadelenin dışında kalmışlardı (1). Ancak kalan Rumlar her zaman için göze batan bir unsurdu. Nasıl ki 6/7 1955’te Kıbrıs bahane edilerek pogromu gerçekleştirdilerse bu kez de yine Kıbrıs ve hiç alakası olmayan 1930 tarihli Seyrü Sefain anlaşmasının feshi…

Soykırım’ın mimarı Talat

Tarih, 15 Mart 1921. Yer, Berlin. Birinci Emperyalist savaşa bir emperyalist kampa Turan hayalleriyle gözükara bir şekilde dahil olup yenilgi sonrasında bir Alman denizaltısıyla Almanya’ya kaçan İttihatçı lider Talat Paşa, tütün almak için sabah saatlerinde evinden çıktı. Hardenberg Caddesi’nde 100 metre yürümüştü ki, İran’dan gelen 24 yaşındaki Soykırım suçlularının cezalandırılmaması…

Göç ve Sürgün, Devlet Geleneğinde Vatandaşlara Karşı Cihad

Üstünde yaşadığımız coğrafya göçe ve sürgüne yabancı topraklar değildir. Tehcir zincirinin halkaları Antik çağlardan başlar. Tehcir’in yada yerinden edilmenin bir nüfus mühendisliği gibi kullanılması Osmanlının genel uygulamasıdır. Osmanlıda tehcir tek bir kimliğe uygulanan bir komplo değil, genel politikanın uygulanma araçlarından biridir. Fatih Mehmet döneminde İmparatorluk büyük göçlere sahne olmuştur. 1453’ten…

Paramiliter gelenek ve Topal Osman

En kötü zaman, yönetenin ve halkın kötülüğünün birleştiği zamandır                                                                                                                                                              İbnu’l Muqaffa Coğrafyamızda paramiliter güçlerin katliamlarda, pogromlarda, Soykırımlarda kullanılması bir gelenektir. Bunlara dair uzun bir liste yapmak mümkün. Her milliyet ve dinden sivil halktan, Hıristiyan vatandaşların çocuklarından devşirilen yeniçeri askerlerine kadar geniş bir yelpaze hedef alınmıştır.[1] Hamidi dönem öncesinde Rum vatandaşlar…

Mardin’de Katliamlar ve tehcir

Cephe ile alakası olmayan bu bölgeden gayretli bir şekilde asker toplanır ve tekâlifi harbiye marifetiyle de Hıristiyanların ekonomik gücü kırılmaya ve tüketilmeye çalışılır. Bu sırada idari görevlerde bulunan gayrimüslimler görevlerinden azledilir­ler. Bu gelişmeler Hıristiyanları derin endişelere sevk eder. Hıristiyan ahalinin endişelerini gidermek ve olağanüstü bir duru­mun olmadığını göstermek amacıyla İttihat…